HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالنَّازِعَاتِ  ٥٨٣ 
الجزء ٣٠

هَلْ اَتٰيكَ حَد۪يثُ مُوسٰىۢ ﴿ ١٥ ﴾ اِذْ نَادٰيهُ رَبُّهُ بِالْوَادِ الْمُقَدَّسِ طُوًىۚ ﴿ ١٦ ﴾ اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰىۘ ﴿ ١٧ ﴾ فَقُلْ هَلْ لَكَ اِلٰٓى اَنْ تَزَكّٰىۙ ﴿ ١٨ ﴾ وَاَهْدِيَكَ اِلٰى رَبِّكَ فَتَخْشٰىۚ ﴿ ١٩ ﴾ فَاَرٰيهُ الْاٰيَةَ الْكُبْرٰىۘ ﴿ ٢٠ ﴾ فَكَذَّبَ وَعَصٰىۘ ﴿ ٢١ ﴾ ثُمَّ اَدْبَرَ يَسْعٰىۘ ﴿ ٢٢ ﴾ فَحَشَرَ فَنَادٰىۘ ﴿ ٢٣ ﴾ فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ ﴿ ٢٤ ﴾ فَاَخَذَهُ اللّٰهُ نَكَالَ الْاٰخِرَةِ وَالْاُو۫لٰىۜ ﴿ ٢٥ ﴾ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَعِبْرَةً لِمَنْ يَخْشٰىۜ۟ ﴿ ٢٦ ﴾ ءَاَنْتُمْ اَشَدُّ خَلْقًا اَمِ السَّمَٓاءُۜ بَنٰيهَا۠ ﴿ ٢٧ ﴾ رَفَعَ سَمْكَهَا فَسَوّٰيهَاۙ ﴿ ٢٨ ﴾ وَاَغْطَشَ لَيْلَهَا وَاَخْرَجَ ضُحٰيهَاۖ ﴿ ٢٩ ﴾ وَالْاَرْضَ بَعْدَ ذٰلِكَ دَحٰيهَاۜ ﴿ ٣٠ ﴾ اَخْرَجَ مِنْهَا مَٓاءَهَا وَمَرْعٰيهَاۖ ﴿ ٣١ ﴾ وَالْجِبَالَ اَرْسٰيهَاۙ ﴿ ٣٢ ﴾ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِاَنْعَامِكُمْۜ ﴿ ٣٣ ﴾ فَاِذَا جَٓاءَتِ الطَّٓامَّةُ الْكُبْرٰىۘ ﴿ ٣٤ ﴾ يَوْمَ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ مَا سَعٰىۙ ﴿ ٣٥ ﴾ وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِمَنْ يَرٰى ﴿ ٣٦ ﴾ فَاَمَّا مَنْ طَغٰىۙ ﴿ ٣٧ ﴾ وَاٰثَرَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۙ ﴿ ٣٨ ﴾ فَاِنَّ الْجَح۪يمَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿ ٣٩ ﴾ وَاَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّه۪ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَوٰىۙ ﴿ ٤٠ ﴾ فَاِنَّ الْجَنَّةَ هِيَ الْمَأْوٰىۜ ﴿ ٤١ ﴾ يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ السَّاعَةِ اَيَّانَ مُرْسٰيهَاۜ ﴿ ٤٢ ﴾ ف۪يمَ اَنْتَ مِنْ ذِكْرٰيهَاۜ ﴿ ٤٣ ﴾ اِلٰى رَبِّكَ مُنْتَهٰيهَاۜ ﴿ ٤٤ ﴾ اِنَّمَٓا اَنْتَ مُنْذِرُ مَنْ يَخْشٰيهَاۜ ﴿ ٤٥ ﴾ كَاَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُٓوا اِلَّا عَشِيَّةً اَوْ ضُحٰيهَا ﴿ ٤٦ ﴾

سُورَةُالنَّازِعَاتِ  ٥٨٣ 
الجزء ٣٠
Naziât Sûresi  583 
Cüz  30

15  (Habîbim!) Mûsâ’nın önemli haberi geldi sana değil mi (ki; kavminin inkârlarına karşı seni teselli etsin)?

16  Hani Rabbi ona o mukaddes vadi olan Tuvâ’da nidâ etmişti ki:

17  “Firavun’a git (de onu Bana kulluğa davet et)! Gerçekten de o (kulluk sınırını aşarak) azmış (ve rablik iddiasına kalkışmış)tır.

18  De ki: ‘Var mı senin için (benim vaazımı dinlemeye bir meyil)? Tâ ki (şirkten ve günahtan) iyice temizlenesin!

19  Seni Rabbine hidâyet edeyim (ve sıfatlarını anlatarak sana O’nu tarif edeyim) de, bu sebeple (O’n dan) saygıyla korkasın!’ ”

20  Derken o ona (değneğin ejderhaya dönüşmesi gibi) o en büyük âyet (ve mucizey)i gösterdi.

21  Ama o (bu mucizenin Allâh tarafından olduğu nu) yalanladı ve isyan etti!

22  Sonra (korkuyla) koşar olduğu halde (Mû sâ’ya) arka döndü/sonra (yeryüzünde bozgunculuk için) çalışarak (imandan) yüz çevirdi/!

23  Böylece (bütün büyücüleri ve ordusunu) topladı ve seslendi de:

24  “Sizin en üstün rabbiniz ancak benim!” dedi.

25  Böylece Allâh onu âhirette de, dünyada da (gören-duyan herkese) ibret verici bir cezalandır mayla yakala(mak üzere dünyadaboğdu, âhirette yak)dı!

26  İşte gerçekten de bunda, (Al lâh’tan) saygıyla korkmakta olan kimseler için elbette bü yük bir ibret vardır!

27  (Ey dirilmeyi inkâr edenler!) Yaratılma bakı mından siz misiniz daha zor, yoksa gök mü? Onu O bina etmiştir.

28  Onun irtifa miktarını yüksek tutmuş, böyle ce onu (yarıksız ve çatlaksız bir şekilde) düzenlemiştir.

29  Gecesini karanlık yapmış, gündüzünü de (ortaya) çıkarmıştır.

30  İşte yeri de bu (göğün yaratılışı)ndan (iki bin sene) sonra (Mekke’den başlayarak) onu O döşemiştir!

31  Ondan da suyunu ve otlağını çıkarmıştır.

32  Dağları da; onları O sabit kılmıştır!

33  (İşte bütün bunları) sizi ve davarlarınızı faydalandırmak için (yap mıştır)!

34  Artık o (bütün belalara) üstün çıkan en büyük an geldiği zaman(, böylece cennet ehli cennete, cehennem ehli cehenneme sevkedildiği an);

35  İnsanın (aşırı gafletten dolayı evvelce unutmuş olduğu amellerini defterinde görerek, dünyada) neye çaba harcadığını iyice düşüneceği gün;

36  O şiddetle tutuşturulmuş ateş, görmekte olanlar için (hiç gizli kalmayacak şekilde) açığa çıka rıldığı zaman;

37  İşte kim (dünyada kâfir olup) haddi aşmışsa,

38  Bir de (şehvetlerine uyarak) o en alçak (dünya) ha yatı(nı, âhirete karşı) tercih etmişse,

39  Artık gerçekten o şiddetle tutuşturulmuş ateş, (böy le bir kâfir için) sığınağın ta ken disi ancak odur!

40  Ama kim de Rabbinin makamında (durdu rulup hesaba çekileceğinde)n korkar ve o (kötülüğü çokça emreden) nefsi(ni) kötü arzudan engellerse,

41  İşte şüphesiz cennet, (böyle bir kimse için) sığınılacak yerin ta kendisi ancak odur!

42  (Habîbim!) Sana o (kıyâ met) ân(ın)dan soru yor lar ki; onun gerçekleşmesi ne zaman olacaktır?

43  Neredesin sen onu(n vaktini) anlatmaktan? /(Bu soru) nerede (doğru olsun)! Sen (son peygamber olduğun için) onun alâ met lerindensin!/

44  Onun(la ilgili bilginin) sonu ancak senin Rabbine (ait)dir.

45  Sen (insanlara kıyâmetin vaktini söylemek için gönderilmiş değilsin,) ancak, ondan korkmakta olan ları uyarıcısın!

46  Onu görecekleri gün, (azâbın şiddetine ve sü resinin uzunluğuna şahit olduklarında zannedecekler dir ki;) sanki gerçekten onlar bir (günün) zeval son rası ya da onun kuşluğu dışında (dünyada) durmamıştırlar!

Naziât Sûresi  583 
Cüz  30
cihanyamaneren