HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُعَبَسَ  ٥٨٥ 
الجزء ٣٠

يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ ﴿ ٣٤ ﴾ وَاُمِّهِ وَاَب۪يهِۙ ﴿ ٣٥ ﴾ وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ ﴿ ٣٦ ﴾ لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ ﴿ ٣٧ ﴾ وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ ﴿ ٣٨ ﴾ ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ ﴿ ٣٩ ﴾ وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ ﴿ ٤٠ ﴾ تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ ﴿ ٤١ ﴾ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ ﴿ ٤٢ ﴾
سُورَةُالتَّكْو۪يرِ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْۙۖ ﴿ ١ ﴾ وَاِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْۙۖ ﴿ ٢ ﴾ وَاِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْۙۖ ﴿ ٣ ﴾ وَاِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْۙۖ ﴿ ٤ ﴾ وَاِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْۙۖ ﴿ ٥ ﴾ وَاِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْۙۖ ﴿ ٦ ﴾ وَاِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْۙۖ ﴿ ٧ ﴾ وَاِذَا الْمَوْءُ۫دَةُ سُئِلَتْۙ ﴿ ٨ ﴾ بِاَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْۚ ﴿ ٩ ﴾ وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْۙۖ ﴿ ١٠ ﴾ وَاِذَا السَّمَٓاءُ كُشِطَتْۙۖ ﴿ ١١ ﴾ وَاِذَا الْجَح۪يمُ سُعِّرَتْۙۖ ﴿ ١٢ ﴾ وَاِذَا الْجَنَّةُ اُزْلِفَتْۙۖ ﴿ ١٣ ﴾ عَلِمَتْ نَفْسٌ مَٓا اَحْضَرَتْۜ ﴿ ١٤ ﴾ فَلَٓا اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِۙ ﴿ ١٥ ﴾ اَلْجَوَارِ الْكُنَّسِۙ ﴿ ١٦ ﴾ وَالَّيْلِ اِذَا عَسْعَسَۙ ﴿ ١٧ ﴾ وَالصُّبْحِ اِذَا تَنَفَّسَۙ ﴿ ١٨ ﴾ اِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَر۪يمٍۙ ﴿ ١٩ ﴾ ذ۪ي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَك۪ينٍۙ ﴿ ٢٠ ﴾

سُورَةُعَبَسَ  ٥٨٥ 
الجزء ٣٠
Abese Sûresi  585 
Cüz  30

34  Kişi kardeşinden kaçacağı gün,

35  Annesinden ve babasından da,

36  Eşinden ve oğullarından da (, artık o gün kimse kimseye bakamayacaktır)!

37  (Zira) işte o gün onlardan her bir kişi için, kendisine yeterli olacak (ve başka bir şey düşün dürmeyecek kadar) önemli bir iş vardır.

38  Birtakım yüzler(, dünyada kıldıkları teheccütler ve aldıkları abdestler nedeniyle) işte o gün parıl parıl parlayıcıdır.

39  (Şahit olduğu sonsuz nimetler karşısında) gülücüdür ve çok sevinçlidir!

40  Birtakım suratlar da, işte o gün onların üzerinde büyük bir toz (ve bulanıklık) vardır ki;

41  Onları(n suratlarındaki tozu da) karalık ve karanlık kaplayacaktır!

42  İşte onlar, (Allâh’ın haklarını in kâr eden) kâfirler ve (kul haklarını ihlal eden) fâcirler ancak onlardır! (Onlar kâfirlikle fâcirliği birleştirdikleri için, suratlarında da toz ve siyahlık bir araya getirilecektir.)

SEKSENBİRİNCİ SÛRE-İ CELİLE
el-Tekvîr
SÛRE-İ CELîLESİ

Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir. 29 ayettir.
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!

1  Güneş (sarık gibi) dürüldüğü (ve ışığı giderildiği) zaman,

2  Yıldızlar (gökteki yerlerinden) düştüğü/ bulanıp karardığı/ zaman,

3  Dağlar (yeryüzünden koparılıp havada) iyice yürütüldüğü zaman,

4  (Arapların en kıymetli malı olan) on aylık yüklü develer (sahiplerinin ilgisizliği yüzünden) başıboş bırakıldığı zaman,

5  Yabanî hayvanlar (kısas için her taraftan) toplanıl(arak mahşere çıkarıl)dığı zaman,

6  Denizler (tandır gibi) kızdırıldığı zaman/denizler(in bazısı bazısına taştırılarak) doldurul( up tek bir deniz ol)duğu zaman/,

7  Ruhlar (bedenlerine geri döndürülerek onlarla) eşleştirildiği zaman/(iyi olan) nefisler (iyilerle cen nette, kötülerse kötülerle cehennemde) birleştirildiği zaman/ (mümin olan) nefisler (hurilerle, kâfirler de şeytanlarla) çiftleştirildiği zaman/,

8  Diri diri gömülen kız çocuklarına (: “Suçsuz yere öldürüldüm!” cevabını versin ve katilini göstersin diye) sorulduğu zaman ki,

9  “O, hangi günah sebebiyle öldürüldü?”

10  O (kulların amellerinin yazılı bulunduğu) sayfalar (ölüm anında dürülüp, sonra hesap zamanı) açıl dığı zaman/o sayfalar (sahipleri arasında) dağıtıl dığı zaman/,

11  (Hayvanın derisi soyulduğu gibi,) gök (yerinden) sıyrıldığı zaman,

12  O kızgın (cehennem) a teş(i) şiddetlice tutuşturul duğu zaman,

13  Cennet de (takvâ sahibi kullara) yaklaştırıl dığı zaman,

14  (İşte o zaman) her bir ne fis (hayırdan veşer den) hazırlamış olduğu şeyi(n getirisini ve götürüsünü) bilmiştir!

15  Yemin ederim o (burcun sonuna vardığında) geri(sin geri başa) dönen (gezegen)lere;

16  O akıp gidenlere; (güne şin ışığı altında) yuvasına gi rip gizlenenlere;

17  Kasem olsun; (karanlığıyla) yöneldiği zaman /arka dönüp gittiği zaman/ geceye;

18  Andolsun; iyice nefes al(ıp ışığı yayıl)dığında sabaha ki;

19  Muhakkak o (Kur’ân) elbette (Cebrâîl (Aley hisselâm) gibi, Allâh katında) pek şerefli olan bir elçi nin (tebliğ ettiği) sözüdür;

20  Arş’ın sahibi katında büyük kuvvet sahibi ve yüce mertebesi olan (bir melek ki; bu kuvvetinin bir göstergesi olarak; Lût kavminin vilayetlerini yerin dibindeki kara sudan itibaren söküp kanadına yükle miş, peşi sıra göklere kaldırıp sonra ters çevirmiştir, Semûd kavmini de bir nârasıyla helâk etmiştir, gökten yere inip çıkması da göz kırpmaktan daha çabuk bir sürede gerçekleşmektedir);

Abese Sûresi  585 
Cüz  30
cihanyamaneren