HATA BİLDİRİMLERİNİZ İÇİN TIKLAYIN
سُورَةُالْبَقَرَةِ  ٧ 
الجزء ١

وَاِذْ نَجَّيْنَاكُمْ مِنْ اٰلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُٓوءَ الْعَذَابِ يُذَبِّحُونَ اَبْنَٓاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَٓاءَكُمْۜ وَف۪ي ذٰلِكُمْ بَلَٓاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظ۪يمٌ ﴿ ٤٩ ﴾ وَاِذْ فَرَقْنَا بِكُمُ الْبَحْرَ فَاَنْجَيْنَاكُمْ وَاَغْرَقْنَٓا اٰلَ فِرْعَوْنَ وَاَنْتُمْ تَنْظُرُونَ ﴿ ٥٠ ﴾ وَاِذْ وٰعَدْنَا مُوسٰٓى اَرْبَع۪ينَ لَيْلَةً ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِه۪ وَاَنْتُمْ ظَالِمُونَ ﴿ ٥١ ﴾ ثُمَّ عَفَوْنَا عَنْكُمْ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿ ٥٢ ﴾ وَاِذْ اٰتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَالْفُرْقَانَ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ ﴿ ٥٣ ﴾ وَاِذْ قَالَ مُوسٰى لِقَوْمِه۪ يَا قَوْمِ اِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ اَنْفُسَكُمْ بِاتِّخَاذِكُمُ الْعِجْلَ فَتُوبُٓوا اِلٰى بَارِئِكُمْ فَاقْتُلُٓوا اَنْفُسَكُمْۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ عِنْدَ بَارِئِكُمْۜ فَتَابَ عَلَيْكُمْۜ اِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّح۪يمُ ﴿ ٥٤ ﴾ وَاِذْ قُلْتُمْ يَا مُوسٰى لَنْ نُؤْمِنَ لَكَ حَتّٰى نَرَى اللّٰهَ جَهْرَةً فَاَخَذَتْكُمُ الصَّاعِقَةُ وَاَنْتُمْ تَنْظُرُونَ ﴿ ٥٥ ﴾ ثُمَّ بَعَثْنَاكُمْ مِنْ بَعْدِ مَوْتِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ ﴿ ٥٦ ﴾ وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَاَنْزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰىۜ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْۜ وَمَا ظَلَمُونَا وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ ﴿ ٥٧ ﴾

سُورَةُالْبَقَرَةِ  ٧ 
الجزء ١
Bakara Sûresi  7 
Cüz  1

49  (Hatırlayın!) Bir zamanı da ki; Firavun hânedânından sizi tamamen kurtarmıştık; öyle ki onlar siz(in dedeleriniz)e en kötü azâbı (uygulama yolu) arıyorlar (da onları en zor işlerde çalıştırıyorlar)dı, (Mûsâ (Aleyhisselâm)`ın dünyaya gelmesine mâni olmak için, yeni doğan) oğullarınızı çokça boğazlıyorlar, kadınlarınızı ise (hizmetçi yapmak üzere) sağ bırakıyorlardı. İşte size! Bu (şekilde Firavun’u başınıza musallat kılıp, sonra Mûsâ (Aleyhisselâm)`ı göndererek sizi kurtarması) nda Rabbinizden pek büyük bir belâ (ve sıkıntının ardından nimetle imtihan sırrı) vardı.

50  O vakti de (yâd edin) ki; sizin (girişiniz)le o denizi (ikiye) ayırmıştık ve hemen sizi kurtarmıştık da (gözünüzün önünde) Firavun hânedânını boğmuştuk; oysa siz (denizin kâfirler üzerine kapanışına) bakıyordunuz!

51  Hani Mûsâ ile kırk geceyi (ibadetle geçirdiğinde, kendisine Tevrât’ı vahyedeceğimize dâir) sözleşmiştik de, sonra onun (Tûr’a gitmesinin) ardından siz o (Sâmirî’nin altınları eriterek yaptığı) buzağıyı (tanrı) edinmiştiniz. Böylece siz (şirk koşarak kendinize) zulmedici kimselerdiniz.

52  İşte sonra bun(ca suçunuz)un ardından sizden (günâhlarınızı) affetmiştik; tâ ki siz (yaptığımız bu iyiliğe) şükredesiniz!

53  Vaktâ ki, Biz Mûsâ’ya o (Tevrât) kitabı(nı) ve (hakla bâtılı ayıran mûcizelerden ibaret) Furkan’ı vermiştik; tâ ki siz (iyice düşünüp) hidâyet bulasınız!

54  (Hatırlayın!) O zamanı ki; Mûsâ kavmine: “Ey kavmim! Şüphesiz ki siz o buzağıyı (tanrı) edinmeniz sebebiyle nefislerinize zulmetmiş (ve ancak kendinize yazık etmiş) oldunuz. O halde hemen (, kusursuz yaratıcınız olan) Bâri’inize tevbe edin de, (dinden dönmenin cezası olarak) nefislerinizi öldürün! İşte size! Bu (zorluğa tahammül ederek ölüme teslim olmanız, şirkten temizlik ve ebedî hayata vuslat olması açısından), Bâri’iniz katında sizin için (şirkte ısrarcı olmanızdan) daha iyidir!” demişti de, (bu emri yerine getirmeniz üzere) O (Rabbiniz) sizin tevbenizi kabul etmişti. Çünkü muhakkak (günâhları ne kadar çok olsa da, kullarının tevbelerini çokça kabul buyuran) Tevvâb da, (suçları ne kadar büyük olsa da, kullarına çok acıdığı için onları bağışlayan) Rahîm de O’dur; ancak O!
Tefsirlerin beyanı vechile; “Nefislerini öldürmeleri” emrini, ya birbirini öldürerek veya suçsuzlar mürtedleri öldürerek ya da intihar ederek yerine getirmişlerdir.
Rivayete göre onlara: “Katiline bakan veya eliyle korunmaya çalışan kişi mel’ûndur!” buyurulmuştu. Bunun üzerine bu suçu işlemiş olan oğlunu, babasını veya kardeşini gören kişi merhametinden dolayı emri yerine getiremeyecek duruma gelince, Allâh-u Te`âlâ üzerlerine kara bir bulut yolladı da böylece kimse kimseyi göremez oldu. Öldürülenlerin sayısı yetmişbine ulaşınca, Mûsâ ve Hârûn (Aleyhimesselâm)`ın dualarıyla Allâh-u Te’âlâ o bulutu üzerinden kaldırarak ölenlerin de kalanların da tevbesini kabul buyurdu!
(Beyzâvî, Nesefî, Hâzin)

55  (Hatırlayın!) O zamanı ki siz(, buzağıya tapma suçundan tevbe etmek için Mûsâ ile birlikte Tûr’a çıktığınızda): “Ey Mûsâ! Allâh’ı açıkça görünceye kadar sana asla inanmayacağız!” demiştiniz de, hemen o yıldırım sizi yakala(yıp topluca hepinizi yak)mıştı. Oysa siz (başınıza gelene) bakıyordunuz!

56  Sonra (kalan ecel ve rızkınızı tamamlayasınız diye,) ölümünüzün ardından sizi diriltmiştik, tâ ki siz (çarptırıldığınız ölüm cezasının akabinde diriltilme nimetine) şükredesiniz!

57  (Kırk sene dönüp dolaştığınız Tîh çölünde) o (ince) bulutu da üstünüzde (sürekli takipçiniz olan bir) gölge yapmıştık ve (açlıktan şikâyetiniz neticesinde) üzerinize kudret helvası ile bıldırcın indirmiştik. (Böylece size:) “Sizi rızıklandırmış bulunduğumuz lezzetli ve helâl şeylerden yeyin (fakat stok etmeyin)!” (buyurmuştuk). Ama onlar (stok yasağını çiğneyip bu nimetlere nankörlükte bulunmakla, mülkümüzden bir şey eksiltemedikleri için) Bize zulmetmiş olmadılar velâkin onlar (haddi aşıp azâbı hak ederek) ancak kendilerine zulmeder olmuştular.

Bakara Sûresi  7 
Cüz  1
cihanyamaneren